Sihir Basını

Konu: Sihir Basını Paz Mart 02, 2008 9:29 pm

Ad:
Soyad:
Yaş :
Hangi Dergi/Gazete :
Mezun olduğun bina:
Günde kaç saat online oluyorsun:
Örnek RP [enaz 5 satır] :

Bunları doldurup bu başlığa mesaj atmanız yeterli...

Konu: Geri: Sihir Basını Paz Mart 02, 2008 11:07 pm

Ad: Julie Annwyl
Soyad: Lovett
Yaş : 21
Hangi Dergi/Gazete : Dırdırcı
Mezun olduğun bina: Slytherin
Günde kaç saat online oluyorsun: 4-3
Örnek RP [enaz 5 satır] :

Ann umursamaz bir tavırla odasından içeri girdi. Buradaki tüm çalışanlara sinir olmaya başlamıştı artık.

"Beyinleri almıyor mu bunların!"

diyye inledi çaresizce. Emrinde çalışan dünyalarca insan vardı ama sanki koca gazeteyi o tek başına çıkarıyordu. Dudağını büktü ve her zamanki gibi masasının başına oturdu. Başını koca bir kağıt yığınına gömdü ve saaatlerce hiç kaldırmadı. Elleri yazmaktan beyni düşünmekten uyuşmuş bir halde masasından kalktı. İşte yine yoktan var etmişti Ann. kendisiyle guru duyuyordu. Seyahat düppesini üzerine geçirdi ve kapıdan çıktı. Giderken de hala apatal aptal oturan çalışanlarına seslendi.

"Yazılarınız düzeltildi masamdan alırsınız..."

Konu: Geri: Sihir Basını Paz Mart 02, 2008 11:25 pm

Julie Annwyl Lovett alındın.

Konu: Geri: Sihir Basını Ptsi Mart 03, 2008 5:24 pm

Ad-Soyad: Wendy Sapphire Adelina Savend
Yaş: 20
Hangi dergi-gazete - Gelecek Postası
Hangi binadan mezun oldun: Slytherin

Günde kaç saat online oluyorsun: 2-3
Örnek Rp(en az 5 satır):

Wen ilk Eski Yazılar Dersi için heyecanlıydı.Ama bazı öğrencilerin derse fazlasıyla ön yarglı
bakacaklarından kesiniyle emindi.Ama bu onu asla engelleyemezdi.Wen kafasına koyduğunu yapardı.Ve bu dersi öğrencilerine öğretmek için elinden gelenin
en iyisi fazlasıyla yapacaktı,yapmak zorundaydı.Eski Yazılar....
Zor bir ders olmasına rağmen öğrencilerinin bu dersi seveceğini mutlaka biliyordu.Wen dersliğe girdi sessizce.Derslik ona garip gelmemişti,sanki hep buradaymış gibi hissediyordu.İçinden;

'Otium sine litteris mors est. ''

diye mırıldandı.Eski yazılar Profesörü olduğu için ara sıra farkına varmadan Latince kelimeler kullanırdı.Ama bu her zaman hoşuna giderdi.Bunları dikkatlice düşünrken birden bir öğrencinin sesiyle irkildi.

''Profesör ,Profesör,ders ne zaman başlayacak...''

Wen çoçuğa hiçbirşey demeden eliyle sırayı gösterdi.Çocuk Wen'i anlamıştı ve hemen yerindeki pozisyonunu almıştı bile.İçerisi dolduktan sonra Wen sınıftakilere gülümseyerek;

''Eveeetttt,çocuklar ben Eski Yazılar Profesörünüz Wendy Sapphire Adelina Savend...Umarım ki ehpinizin bu derse ilgisi vardır ve iyi bir dönem geçiririz.Tabii bu sizin elinizde.Bu dersimiz derse giriş ve tanışma bölümlerinden oluşacak.Sınıftakiler bir dahaki dersimde de bulunacaklar.Bu dersime yani ilk dersime gelmeyenler 2. derse de katılamayacaklar.Bu yüzden siz kendinizi tanıtmaya başlayın... ''

dedi Wendy.Tüm öğrenciler kendilerini tanıtmışlardı.Wen dersin bittiğini anladı ve öğrencilerine ;

''Bu dersimiz bitmiştir.Dediğim gibi bu dersime ilk dersime gelenler bir dahakine de katılmak zorundalar.Bu dersime gelmeyeneler 2.'ye katılamazlar.Evett,sizlerle tanıştığıma memnun oldum..Hepinize iyi günler...''

dedi Wen gülümseyerek.Tüm öğrenciler sınıftan çıkmıştı.Wen iyi bir dersin geçtiği düşüncesiyle sınıftan çıktı..

Konu: Geri: Sihir Basını Ptsi Mart 03, 2008 6:02 pm

Tamam seni köşe yazarlığına tain ediyorum Very Happy

Konu: Geri: Sihir Basını Ptsi Mart 03, 2008 9:15 pm

Ad: Brenda Julia Melissa
Soyad: Panarello
Yaş : 18
Hangi Dergi/Gazete : Cadı Gündemi
Mezun olduğun bina: Slytherin
Günde kaç saat online oluyorsun: 1-2
Örnek RP [enaz 5 satır] :

Önceden Plânlanan Ölüm

" Plân Öncesi..
Alanis, dün gece Matthews'ın arkadaşı Neck'i aradı.İlk defa muggle eşyası kullanıyordu.Bir telefon almıştı.Sadece onu bir kez kullanmayı plânlamıştı.Bir kez...O da Neck'e daha kolay ulaşmak istemesiydi.Alans'in elindeki telefon adı verilen alet âdeta titriyordu.Buda Alanis'in yüzündendi.Çok beklemeden telefondan bir ses geldi. "Buyrun..Ben Bay Stiller." Alanis, konuşmak istiyor ama bunu bir türlü beceremiyordu. 'Hadi Alanis, bunu yapabilirsin.' diye geçirdi içinden. "Merhaba.Ben Alanis.Lily Alanis C. Allén." Adam şaşkınlık olsa gerek birkaç dakika konuşamamıştı.En sonunda "Ne yüzle beni arıyorsun.Pislik...Onu sen öldürdün ve bana kendini savunmak için arıyorsun.Değil mi?" Alanis, düşündü....O haklıydı aslında.Kendini yalandan da olsa savunacaktı.Evet...Savunacaktı.Ama bunu yaparsa aralarındaki ilişki hepten kötü olacağını biliyordu.Sadece şunları söyledi: "Durr...Yavaş ol Neck.Kendimi savunmayacağım, çünkü.." demesine kalmadan adam bağırdı. "Tabi savunamazsın.Savunacak neyin var ki?Onu sen öldürdün...Bunu sen de ben de gayet iyi biliyoruz?" Alanis, konuşamadı.Ne yapacağını bilemiyordu.Ama karar vermişti.Ondan kurtulacaktı.Bir makine gibi şunları söyledi. "Knockturn Yolu, Karanlık Sofra.Yarın gece saat on birde.Uygun mu?" Adam, önce şüphelenmiş gibi "Hımmm.." sesi duyuldu.Ardından "Kabul edeceğimi biliyorsun zaten.Tamam..Konuşmak için mi?" dedi.Alanis, zafer kazanmış bir şekilde "Evet Neck.Yarın gece görüşürüz." dedi.Adamın küçük kahkahası duyuldu ve "Görüşürüz." dedi.Alanis, telefonu kapattı.Çatlak Kazan'daki odasında sürekli dolanıp durdu.Yarın gece için plânını düşünüp durdu.Asasını aradı.Tahmin ettiği gibi cübbesine sıkıştırmıştı.Asasını aldı.Yarın yapacağı laneti düşündü.Gayet iyi olacağına emindi.Lanetler onun asa ile yapacağı en kolay ve etkili büyülerdi.Daha fazla dayanamadı.Yatmak istedi.Yatağına uzandı.Yarın Neck'i öldürecekti.Önce Karanlık Sofra'da onunla başbaşa bir yemek yiyecek sonra da onu tenha bir sokakta öldürecekti.'En iyisi bu' diye düşündü.Sonradan uykuya daldı.
Plânlanan Ölüm Günü...
Alanis, sabah kalktı.Bakanlık'ta işleri fazla yoktu.Bugün gitmemeye karar verdi.Madam Malkin'in Her Duruma ve Her Renge Uygun Cüppeleri Dükkanı'na gidip ordan akşam için yeni bir cüppe almak istiyordu.Hazırlandı.Dükkana gitti.Uzun bir pazarlık sonrası 250 galleona siyah, gözalıcı bir cüppe almıştı kendine.Eve gidip giymek yerine orada giyinmeye karar verdi.178 galleona bir çift siyah deri çizme aldı.Giyindi.Makyaj malzemeleri -yani sadece bir kırmızı rujdan bahsediyorum- yanında yoktu.Oradaki tezgahtardan yardım istedi.Alanis'e bir kırmızı rujunu ve siyah farını verdi.Onlarıda sürünce hazırdı.Tırnaklarında Reno ile buluşması için sürdüğü kırmızı ojeleri duruyordu.Kadına bahşiş olarak 50 galleon verdi.İlk defa birinden yardım istemişti.Bu yüzden biraz kendinden nefret etmişti.Dükkandan çıktığında saat daha erkendi.Saat on bire kadar Knockturn Yolun'nda gezindi.Saat on bir olduğunu farkedince Karanlık Sofra'ya gitti.En kuytu bir masaya oturdu.Çok geçmeden Neck geldi.Neck'i okulda görüyordu.Gayet yakışıklı biriydi.Alanis'e, Matthews'den önce çıkma teklifi etmiş, Alanis'te kabul etmişti.İlişkileri bir hafta sürdü.Ardından Matthews ile çıkmıştı, Alanis.Neck gelince oturduğu sandalyeden kalktı.Neck, Alanis'e yaklaştı.Önce öpüştüler sonra masaya geçtiler.Karşılıklı oturdular.Konuşmaya ilk önce Neck başladı. "Merhaba Alanis.Eski güzelliğin hâl'a yerinde bakıyorum." Alanis, Neck'in bakışlarından hoşlanmamıştı.Mahçup bir gülümseme vermeye çalıştı yüzüne. "Teşekkür ederim.Sende eskisi gibisin." dedi.Neck önce bir kahkaha attı. "Benden ayrıldıktan sonra gibi mi, yoksa senle çıktığın zaman gibi mi?" Alanis, söylediğine pişman oldu. "Özür dilerim Neck.." Alanis'in sözleri bitmeden Neck konuşmaya başladı. "Özüre gerek yok.Matthews'i benden daha çekici buldun ve ona gittin.Tek neden bu, değil mi?" Alanis, pişman gibi gözükmek istemiyordu. "Tamam Neck.Yeter artık." Neck onu anlamaya çalıştı.Ama aklına Matthews'ın geldiği her an Alanis'i öldürmek içinden geliyordu.Alanis, nasıl en yakın arkadaşını öldürebilirdi..Hemde onu sevdiği halde...Bunlar aklından geçerken Billy sipariş almak için geldi.Alanis sertçe "Ateşviskisi..Başka birşey istemiyorum." Neck, şaşkınlık akan suratı ile Alanis'e baktı. "Vaayyy...Sert başlamak istiyorsun demek ki? Öyle olsun.Bende bir ateşviskisi istiyorum." Billy anlamsız bakışlarla ateşviskileri hazırlamak için gitti.Neck "Neden buraya geldiğimi bilmiyorum.Tek bildiğim Matthews'i öldürdüğün...Neden öldürdün? Söyle..Neden?..Öldürdüğünü ikimizde biliyoruz.Neden?..Onu sevmedin mi hiç?.." devam etti.Ama Neck'in sözü Alanis'in bağırması ile son buldu. "Yeter artık Neck.Lütfen onun hakkında konuşmayalım.O öldü.Öldü...Bunu kabul et artık.En yakın arkadaşın olabilir.Ama bu sana başkalarını suçlaman için bir neden değil.Tamam mı? Yeter artık! Kapa şu çeneni!" Neck, Alanis'e bağırarak karşılık verdi. "Onu sen öldürdün! Evet sen!..Asıl bunu kabul etmeyen sensin.Neden?..Sadece nedenini söyle.." Alanis, ona inandı.Onu anlıyordu.Dile dolay değil, en yakın arkadaşı öldürülmüştü.En kuytu yerde oldukları için başkalarının duyma ihtimali yok.Billy ateşviskileri getirdi.Alanis bir yudum aldı ve konuştu."Sana güvenebilirim, değil mi?" Neck şaşkın hâlde evet mânâsında başını salladı. "Neck, onu hiçbir zaman sevmedim.Sevmeye çalıştım ama beceremedim.Ayrıca o benim ölümyiyen olduğumu bilen tek kişi.İşte sen de öğrendin.O bunu birine söyleyebilir ve ölümüme neden olabilirdi.İşte nedenler bunlar..." Neck, onu anlamaya çalıştı.Alanis'i öldürme sevdasından kesin olarak dönmüştü.Alanis'in masanın üzerinde duran elini tuttu. "Merak etme..Bunu kimse bilmeyecek..Emin ol.." Alanis'in gözlerinden yaşlar akmaya başladı.Bu gecenin plânı bu değildi.Neck'i öldürmek tek gerçek plândı.Neck, elini Alanis'İn gözyaşlarına götürdü, sildi. "Hayır, bunu sakın yapma..Sakın ağlama..Senin yanındayım..Ölümyiyen olduğunu kimseye söylemeyeceğim.Sırrın bende ölene kadar kalacak.Bu seni şaşırtabilir.Hatta bunda bir iş var diyebilirsin.Buna hakkın var.Çünkü seni bugün öldürmek için gelmiştim ama şuan o fikirin kırıntısı bende kalmadı.Çünkü seni sevdim..Seni gerçekten sevdin.Seninle çıktığım bir hafta benim en güzel günlerimdi...Ama bunu sen bilmedin ve benden ayrıldın.." Alanis, Neck'in kendisini bu kadar sevdiğini bilmiyordu.Zaten bunu görecebilecek biri değildi o zamanlar.Alanis, ona gülümsedi. "Seni gerçekten haketmiyorum.İstersen şimdi gidebilirim." diyerek elini Neck'in avucundan çekti..Neck sadece "Saçmalama Alanis..Aslaa..Gitmeni istemiyorum.Seni seviyorum." diyebildi.Alanis, şaşkındı.Tek emin olduğu şey vardı.O da Neck'i sevmemesiydi.Onu dost olarak görüyordu.Çok yakın bir dost..Ama bunu ona söylese hayatı tehlikeye girebilirdi.Sahte aşkı oynamaya karar verdi. "Bende seni seviyorum Neck." Neck, ateşviskisini bitirdi.Alanis'te içmeyi unuttuğu ateşviskisini bitirdi.Alanis "Kalkalım mı artık?" dedi.Neck başıyla onayladı.Billy'e 50 galleon verip çıktılar.Bir süre sarılarak Knockturn Yolu'nda dolaştılar.Arık Alanis, bir karar verdi.Onu öldürecekti. "Aaa...Neck gelsene.Şu sokakta harika bir dükkan var.Süpürgeler için herşey var..Senin için..Hadi gel.." dedi.Ardından Neck'in elinden tutup karanlık sokağa doğru onu çekti.Karanlık Sokak'ta göz gözü görmüyordu.Neck beyaz bir gömlek giymişti.Beyazlık parlıyordu.Böylece Alanis, Neck'i az da olsa görebiliyordu.Ama Neck, Alanis'i siyah giydiği için göremiyordu. "Alanis...Nerdesin?" Alanis asasını yavaşça çıkardı.Neck'in yanından olabildiğince uzaklaştı.Birden "Neck, arkanda biri var! Dikkat et!" dedi.Alanis, bunu sadece Neck'in başkası tarafından öldürüldüğünü duymasını istemesiydi.Nick arkasını döndü ve anında Alanis asasını kaldırdı.Olabildiğince kısık bir sesle "Avada Kedavra" dedi.Ardından etrafta sadece yeşil bir ışık görüldü.Aynı saniye içinde yerde yatan kanlar içinde bir beden..Evet....İşte başarmıştı.Onu öldürmüştü.İçinde en ufak korku, endişe kırıntısı yoktu.Direk Bakanlık'a gitmeye karar verdi. "

Bakanlık'ta...
Alanis, ofisine geldi.Saat gecenin ikisi olmuştu.Yaptığı şeye pişman değildi.Yaşamak için Neck engelini ortadan kaldırması gerekiyordu.Eğer o yaşasaydı muhtemelen onunla en küçük kavgasında Alanis'i tutuklatabilirdi.Artık içi rahattı.İşte bu rahatlıkla, şuan yaşadığının farkındaydı.Ayrıca Neck'in bulanık olması zevkine zevk katmak için yetiyordu....Bakanlık'ta geçirdiği tüm gece boyunca bu ölüm plânı vardı...

Konu: Geri: Sihir Basını Cuma Mart 07, 2008 7:36 pm

Ad: Emilija Jasmine Rain
Soyad:Violet
Hangi Bölüm: Cadı Gündemi, fotografçı ve köşe yazarı.
Örnek rp:
Rain dergiye gelen hikayeleri bir bir okuyrdu. İlgisini çeken bir tane buldu. Ama bilginçti. Çünkü hikayenin ucu sapı belli değil gibi geliyordu cadıya. Hemen bu hikayeyi alıp müdüre götürdü. Müdür eline alıp seslice okumaya başladı:

Elinde minik pembe bir patik ören genç, hamile kadın, camın kenarında oturuyordu.Uzun kızıl saçları omuzlarından önüne dökülüyordu.Koca siyah gözlerinde sevinç dolu gülümsemeler vardı.
Birden kapı çarparak açıldı. "Burda olduğunu biliyorum!" diye haykırdı, boğuk fakat bir o kadar da gür bir ses. İçeri siyah uzun pelerinli, pelerininin kapşonu yüzünü tamamen örten, bi hayli uzun boylu bir adam girdi. Beyaz tenli, neredeyse tırnaksız sol elinde, uzun bordo-siyah bir asatutuyordu.Mrs Morgen;
"Sen ama-" derken güzel yüzünü bi anda korku bürüdü. Sesi boğazından çıkmak istemiyordu sanki. Genç kadın nefessiz kalmış gibi aniden bembeyaz kesildi.Adam başını savurdu ve kel, beyaz yüzsüz kafası ortaya çıktı.Kadının yüzündeki korku ifadesi hoşuna gitmiş olacak ki çok neşeli, korkunç bir kahkaha koyverdi.Asa tutan eli hızlı bir hareketle savruldu ve...
"HAYIR!" genç bayan var gücüyle haykırdı. Ama çok geçti.Yüzsüz adam asasını tam kadının yüzüne yöneltip havayı yararcasına savurdu ve
"AVADA KEDAVRA!" diye bağırdı. Asadan parlak yeşil bir ışık çaktı ve tüm odayı kapladı...
Hermione yataktan nefes nefese, yüzü kanter içinde fırladı. Soluğu bi an kesilmiş gibi nefes alıp veriyordu.Yatağında sağa dönüp ayaklarını yere sarkıttı.Derin bi nefes aldı.Canlı kızıl saçlarını topladı, komidinin üstünden lastik tokayı alıp saçına doladı.Ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi, masanın altındaki terliklerini giyip kapıdan çıktı.

Rain heyecanlıydı. Müdür, Rain'in gözlerinin içine baktı. Rain bi an korktu beğenmedi diye. Fakat müdür gölerinin içine baktı:
-Bravo! dedi. Lisa buna çok sevindi. Hemen derginin yayınlandığı bölüme götürdü ve bıraktı.

Konu: Geri: Sihir Basını Cuma Mart 07, 2008 9:01 pm

Brenda Julia M. Panarello >> Çok fazla görevin var... Diğer adminlerle konuşulup karar açıklanacaktır!...

E. Jasmine Rain Violet >> Şifacı olmak içinde başvuru yapmışsın... İkisi birden olunabilirmi kararsızım... Diğer adminlerle konuşulup karar açıklanacaktır!..

Konu: Geri: Sihir Basını Salı Mart 11, 2008 11:42 pm

Nickholas Ryan Owen demiş ki:: Brenda Julia M. Panarello >> Çok fazla görevin var... Diğer adminlerle konuşulup karar açıklanacaktır!...

Fazla görürseniz profesörlüğü alabilirsiniz?

Konu: Geri: Sihir Basını Çarş. Mart 12, 2008 4:42 pm

> Diyosun?

Adminlerle konuşulup karar açıklanacaktır... muhtemelen dediğin gibi olur ama yinede diğerlerinin görüşünü almalıyım...

E. Jasmine Rain Violet >> Kabul Edildin!

Konu: Geri: Sihir Basını C.tesi Mart 22, 2008 11:22 pm

Cadı Gündemi^nin Editörlüğünü aldım mı? Profesörlüğü bıraktım.

Konu: Geri: Sihir Basını Paz Mart 23, 2008 8:46 am

Tamam aldın...

Konu: Geri: Sihir Basını C.tesi Nis. 12, 2008 3:08 am

Ad:Ceza
Soyad:Bilgin
Yaş :20 (rp)
Hangi Dergi/Gazete :dırdırıcı
Mezun olduğun bina:ravenclaw
Günde kaç saat online oluyorsun:canım istedikçe
Örnek RP [enaz 5 satır] :Ceza o gün çayını yudumlarken gazetesini okuyordu.Haberlere baktı.hepsi iç karartıcıydı.Ben bunlardan iyi yazarımdiye düşündü.Ceza ve böylece gazeteciliğe merak saldı.hemen evden çıkıp dırdırıcının yolunu tuttu.Bir binanın önüne geldi.Durdu.Buranın dırdırıcı olduğu kesindi.Çünkü herşey sanki anormal olsun diye yapılmıştı.Hemen kapıdan içeri girdi.Ceza ve ilk gördüğü şeyde onu çok şaşırttı.Girişte bir tabela vardı.Dırdırıcı sahibinin odası diye ama ortalıkta oda filan yoktu.Dergi sahibi sadece bir masada oturuyordu.Ceza adamın yanına yaklaştı.Ben editörlük için gelmiştim.dedi.Ama Ceza hala düşünüyordu.Acaba doğru yere mi geldim diye

Konu: Geri: Sihir Basını C.tesi Nis. 12, 2008 10:54 am

Dırdırcı da, Dırdırcı'nın neyi? Editörü var. Sana köşe yazarlığı kalıyor...

Editörlükler ve Köşe Yazarlıkları tamalandığından ötürü, başlık -kilit-