Hermione Granger ~~~Hogwarts Müdiresi~~~ Biçim Değiştirme Profesörü Gryffindor Bina Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 1217 Yaş : 31 Aile : Granger Ailesi Kayıt tarihi : 20/01/08
Character sheet Büyü Gücü: (100/100) Özel Yetenek: Animagus
| Konu: Karanlık Lord/Lady Alımları C.tesi Şub. 23, 2008 6:46 pm | |
| Karanlık Lord veya Karanlık Lady olmak isteyenler aşağıdaki formu doldurarak başvurabilirler.
Ad: Soyad: Yaş: Mezun olduğu okul ve bina: Günde kaç saat online oluyorsun: Örnek RP(En az 5 satır):
En son Hermione Granger tarafından C.tesi Şub. 23, 2008 7:38 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Brenda Julia M. Panarello Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Başkanı&Cadı Gündemi Editörü
Mesaj Sayısı : 26 Yaş : 30 Savaş Tarafı : /...Death Eaters...\ Aile : Panarello Rp Sevgilisi : Y.O.K!! Kayıt tarihi : 23/02/08
Character sheet Büyü Gücü: (85/100) Özel Yetenek:
| Konu: Geri: Karanlık Lord/Lady Alımları C.tesi Şub. 23, 2008 6:49 pm | |
| Ad: Dakota Julia Caroline Soyad: Allén Yaş: 19 Mezun olduğu okul ve bina: Hogwarts - Slytherin Günde kaç saat online oluyorsun: Belli Olmaz. Örnek RP(En az 5 satır):
Hayatı Yenmek İçin Yaşa...
Dakota, Çatlak Kazan'dan Bakanlık'a gelmiş, ofisine girmişti.Ofisine girer girmez sekreteri Bayan Affleck'ten bir ateşviskisi istedi.Ateşviskisi gelince bir dikişte bitirmişti.Daha fazla içmek istemedi.Bugün içinde müthiş bir sıkıntı vardı.Nedenini her zaman olduğu gibi bilmiyordu.Bir süre dosyaları karıştırdı.Çok geçmeden Bayan Affleck elinde bir zarfla kapıyı tıkladı.Alanis'in "Gir!.." sesini duyan Bayan Affleck, odaya girdi.Konuşmaya başladı. "Bayan Rose.Size bir mektup var.Bay Stiller'dan." Dakota, korku ve endişeyle karışık bir yüz ifadesi ile zarfı aldı.Bay Stiller...Düşündü içinden 'Belki o değildir.Stiller soyadlı biri.." Ama bu düşüncesi zarfın üzerindeki isimle son buldu. 'Brian Nick H. Stiller' Evet oydu...Matthews'ın en yakın arkadaşı. "Bayan Affleck.Çıkabilirsiniz.." Bayan Affleck odadan çıkar çıkmaz, Dakota hemen çalışma masasına geçti.Zarfı titreyen elleriyle açmaya çabaladı.Zarf yırtılınca içindeki kağıt birdenbire yere düştü. "Kahretsin!.." diye geçirdi içinden...Eğilerek kapıdı aldı ve okumaya başladı..
" Seni Pislik, İşte sana büyük haber...Matthews ölmüş.Hemde nerde biliyor musun?Tren istasyonunda...Bu yer sana birşey hatırlattı mı?Bana çok şey hatırlattı.Onu sen öldürdün! Bunu biliyorum.Kimse onu öldüren kişiyi görmemiş.Eminim onlara unutturma büyüsü yapmışsındır.Ne de olsa okulda çok zekiydin.Senin öldürdüğüne dair en küçük bir kanıtım olduğunda Ruh Emiciler'le birlikte seni öpmeye geleceğiz...İşin bitti... Brian Nick H. Stiller.... "
Dakota, korkuyla etrafına baktı.Gözlerinden yaşlar akmaya başladı.Gözyaşlarını silip ayağa kalktı.Ne yapacağını bilmiyordu.Eğer Matthews'ı öldürdüğü anlaşılırsa Ruh Emicileri'ne öptürülürdü.Ya da yıllarca Azkaban'da hapsolurdu.Ne yapacağını bilemez halde odada gezindi.Elinde hâlâ mektup vardı.Son kez mektuba baktı ve yırttı.Kağıt parçalarını şömineye attı.Tekrar çalışma masasına geçti. Uzun süre düşündü.Matthews'ı isteyerek öldürmemişti.Onu öldürmek zorunda kaldığı için öldürmüştü.Ama bunu kimseye açıklayamazdı.Kendine bile...Artık çok yıprandığının farkındaydı.Onun ölümünün üzerine ailesi de ölmüştü.Bunları beraber kaldıramayacak kadar gençti.Sadece on dokuz yaşındaydı.Yaşama umudu sönmüş, hayattan bir beklentisi olmadan öylece savrulup duruyordu.En önemlisi de yaşadığını hissedemiyordu.Bir süre Matthews'ı düşündü.Onu gerçekte hiç sevmemişti ki zaten.Niye ona umut vermişti?Neden?...Bütün bu nedenlerle boğulmuştu.O başta hata yaptığını anladı.Ölümyiyen olmayı tercih etmişti.Hayır...O bunu hata olarak görmüyordu.O başta yaşamaya çalışmakla hata yapmıştı. Zayıftı çünkü...Zayıftı...Bu zayıf haliyle ölümyiyen olmuştu.Bunları kaldıramıyordu ama bunlardan vazgeçemeyeceğini de gayet iyi biliyordu.İlk defa kendini kapana kısılmış hissetti.Düşündü...Acaba Azkaban'a mı gitse?...Saçmalıyordu işte yine...Saçmalıyordu...Şöyle bir silkindi.Hemen kendini kötü şeylere boğmuştu...Ama zaten hayatında iyi olan birşey yoktu ki...Tekrar ayağa kalkmak istedi.Uğraştı ama kıpırdayamıyordu.Bunlar fazla gelmişti ona, emindi...Oturdu sandalyede biraz geriye yaslanmaya çalıştı.Evet...Bunu başarabilmişti... Bu sefer tüm geçmişini düşündü.Her çocuk gibi günâhsız doğmuştu.Ailesi ölümyiyendi.Bu yüzden ondan da ölümyiyen olması bekleniyordu.Normali buydu...O da buna uydu.On beş yaşında Hogwarts dışında bir ölümyiyenden ders aldı.Yaşına göre öğrenmemesi gerek tüm lanetleri öğrendi.Okulda ise iyi tarafını göstermeye çalıştı.Okuduğu yedi yıl boyunca her sene sınıf başkanı seçilmişti.Okuldaki en gözde kızı olmayı başarmıştı.Okul hayatı boyunca en çok gömlek değiştirir gibi erkek arkadaşı değiştirmesiyle tanınıyordu.O, bundan rahatsız değildi.Her zaman ilgi odağı olmak, dikkat çekmek, bir numara olmak onun için önemliydi.Profesörler arasında en çok konuşulan öğrenci olmayı da başarmıştı.On sekiz yaşında, okuldan mezun olup, ölümyiyen olmuştu.Hem de kendi isteği ile...Hiçbir zormala yok..İstek..Arzu...İçinden geçirdi 'Hiç insanın ölümyiyen olma arzusu olur mu?' .Demek ki oluyormuş...Ölümyiyen olduktan sonra başladı bulanıkları gebertme...Her bulanığa lanet yolladığında zevk alıyordu.Her lanetle, her ölümle sanki biraz daha güçleniyordu.Bunun sonu gelmezdi...Gelemezdi...Öldür, öldür, öldür...Nereye kadar?Sonu ailesi gibi ZAY tarafından ölümle mi sonlanacaktı?...Bunun cevabı ona göre 'Hayır'dı.Sonu geldiğinde,.. yani öyle hissettiğinde kendini öldürecekti..Ya şimdi niye duruyordu?...Hayatla mücadele etmek için...Hayatı yenmek için...Okuduğu felsefe kitapları sonucunda öğrendiği en önemli şey buydu... "Hayatı yenmek için yaşa..." İçinden 'Evet..' dedi 'Hayatı yeneceğim.' .Ayağa kalkmaya çalıştı...Başardı.Artık yaşayacaktı.Tüm gücüyle...O Nick belasından da kurtulacaktı..Birkaç yalanla olacak birşeydi.Sevinçle odada dolandı.Sonra aklındaki fikirleri uygulamak için Bakanlık'tan ayrıldı. | |
|
Jimena Winona Armstrong Karanlık Lady
Mesaj Sayısı : 61 Yaş : 32 Savaş Tarafı : XZümRüdüanka yoldaşlığı değil herhalde!! TaZe TaZe ölüm yiyorum... ÖĞKXXX Aile : Yok Benim AiLem... YaLnız KovBoy HeSabI Rp Sevgilisi : Karanlık Lady^nin sevgilisi mi olurmuş? Kayıt tarihi : 23/02/08
Character sheet Büyü Gücü: (95/100) Özel Yetenek:
| Konu: Geri: Karanlık Lord/Lady Alımları C.tesi Şub. 23, 2008 6:53 pm | |
| Ad:Yumiko Samara Soyad:Armstrong Binam -> Slytherin
Örnek Rp:
Samara dört direkli karyolasının, dikdörtgen boşluğundan taş duvarı seyrediyordu. Dümdüz taş duvar Samara'nın üstüne üstüne gelmeye başlayınca yastığına sarıldı ve sağına döndü. Grip olmuştu galiba. Bir iki gündür, öksürüp tıksırıyor, hapşuruyor, başı ağrıyıp dönüyor, midesi bulanıyordu. Resmen şifayı kapmıştı. Zaten canı sıkılıyordu ki bu son zamanlarda sık sık olmaya başlamıştı. Bazen hayat denilen şey çok acımasız olabiliyordu bir çocuğa göre.
Karanlıktan bıkınca zorla yatakta doğruldu, etrafına bakarken soğuktan ötürü titredi.
"Lanet olsun! İhtiyar Salazar! Neden bizi zindanlara hapsettin böyle? Pencere bile yok!"
Samara söylenerek, yataktan kayarak indi ve kocaman, eski botlarını giydi.
"Amma pörsümüş bu botlarda!"
Eş zamanlı öksürük krizine girerken, yatağın ucunda duran bordo kazağı üstüne geçirdi ve saçlarını kazağın içinden bir çırpıda çıkardı. Perdeyi aralayıp karanlık odaya dalarken, etrafına bakınmak için durdu. Hafif bir aydınlık sağlayan mumlar bitmek üzereydi. Titrek alevler, titrek gölgeler yaratıyordu. Samara'nın sandığı ardına kadar açılmış, içindekiler sağa sola saçılmıştı. 'Doğal hali' diye düşündü. Küçük çalışma masasında ki kitaplar açık bir vaziyette duruyor ve resmen 'Ders çalışmalısın' diye bağırıyordu. Hatta parşomenin birinde şu yazılar belirmişti:
" Yarın çok geç olabilir! Gel ve ödevini şimdi yap! Yoksa sınıfta kalacaksın... Tembel teneke!"
Tabii Samara üstünde fazla bir etkisi olmadı bunun. Kızlardan biri yatağında döndü ve bir şeyler mırıldandı. Sonra tekrar döndü ve mırldanmalar kesildi. Samara gözlerini devirerek, kapının koluna bir hamle yaptı. O sırada gözü boy aynasına takıldı. Gerçekten perişsan görünüyordu. Bunda hastalığın da etkisi vardı, fakat doğal hali buydu Samara'nın. Hiç bir zaman saçı başı düzgün olmamıştı. Kıyafetleri de... Bu yüzden sürekli ona pasaklı, pejmürde gibi şeyler denmişti. Özellikle ailesi, daha doğrusu adları aile olan kişiler söylemişti bunu ona.
"Ahh... Tatlım kendine biraz özen göstermelisin!"
Samara şaşkınlıkla sağına soluna bakındı, birden irkilmişti. Konuşanın ayna olduğunu anlaması onu rahatlatırken:
"Evet, hayatım! Sana diyorum! Saçlarını taramalısın ve... Tanrım! Gözlerinin altı mosmor ve burnun kızarmış! Ayrıca bu kıyafet ne böyle! Botlarının bağcıklarını bağla küçük hanım!"
Samara gülmemek için kendini zor tutuyordu. Zaten gülmeyi seven biri olarak, her türlü ortamda gülebilirdi!
"Neye gülüyorsunuz küçük hanım?"
Samara, dayanamayarak güldü artık.
"İşe bak ya! Bir aynadan azar işitiyorum!"
Gülerek kapıya yönelirken, ayna arkasından car car konuşuyordu.
Ortak Salon ve yeşil puflar, şömineden yayılan ve yine yeşil olan alevlerle aydınlanıyordu. Şömineden gelen çatırtılar Samara'nın hoşuna gitmişti. Son derece uyku getiriciydi. Yeşil puflardan birine çöküp ateşe bakmaya başlarken, aniden titredi. Sanki bir soğukluk içinden geçmişti ve o esnada küçük bir çığlık atıverdi. Çünkü tam karşısında gümüş ve havada süzülen bir şey duruyordu. Daha doğrusu bir hayalet... Kanlı Baron!
"Küçük Slytherin'li öğrenci! Git ve uyu! Yarın derslerde zinde olmalısın ve- "
Samara şaşkınlıkla Kanlı Baron'un vaazını bitirmesini bekliyordu. İlk olarak bir aynadan, ikinci olarakta bir hayaletten azar işitiyordu. Aslında Kanlı Baron okulda sevilmeyen ve korkulan hayaletlerin başında gelirdi. Belki bunun en büyük nedeni ismiydi. Yani Kanlı Baron... Yeterince korkunçtu.
"Bitti mi acaba?"
Samara bıkkınlıkla öksürürken, Kanlı Baron gür bir sesle:
"Adın ne öğrenci?"
dedi. Sesi çok otoriter, bir o kadar da korkutucuydu.
"Samara Armstrong, Slytherin ikinci sınıf öğrencisi!"
Sesinin ukalaca çıktığının farkındaydı ama bu saatte ve bu halde bir hayalet ile uğraşası yoktu.
"Hmmm... Şu bulanıklar ve melezlerle iyi geçinen öğrenci! Yanlış yoldasın küçük hanım!" Kayarcasına uzaklaşan hayaletin ardından, Samara dişlerini sinirle sıktı. İşte yine olmuştu! Bir Slytherin olması onun, insanları büyücü ve muggle, büyücüleri; safakan, melez ve ya bulanık olarak ayırmasını gerektirmezdi! Bunu ne zaman anlayacaklardı! Asalet ne kıyafetlerde ne de davranışlardadır! Asalet düşüncelerdedir! Ama bu düşünceler insanları birbirinden ayırmak değildir!
Samara sinirle ayağa fırladı. Kollarını kendine sarılı olduğu halde ortak salonu terk ederek kendini daha da soğuk koridora bıraktı. Sessizce yürümeye başladı.
'Sıcak bir şeyler olsa da içsem' diye düşündü. Boğazı türtüklenmişti ne yazık ki.
Devasa camın önünde durdu ve dışarıya bakmaya başladı. Gerçekten muazzam bir görüntüydü. Durduğu yerden; Hogwarts'ın küçük bir cephesi, göl ve Yasak Orman'ın belli bir kısmı görünüyordu. Okulun ışıkları gölde ki nahoş dalgalanmalarla bir uyum içerisindeydi. Ama Yasak Orman... Tek kelimeyle tüyler ürpertici olarak nitelendirilebilirdi! Dışarıda ki rüzgar, ağazlara dans ediyormuş gibi bir görünüm vermelerini sağlıyordu.
Samara yaşlı pencereyi zorlukla açtı. Rüzgar saçlarını geriye doğru savururken Samara kendini daha canlı hissetmesini sağladı. Pencerenin pervazına oturdu ve bacaklarını dışarı sarkıttı. Gerçekten rüzgar sert esiyordu. Samara derin bir nefes aldı, bütün anıları aklına geliyordu.
İlk olarak muggle arkadaşı! Kızın adını hatırlayabilmek için yüzünü buruşturdu, fakat sonuç başarısızdı.
"Keşke ona hiç söylemeseydim! O zaman böyle olmazdı!" Kendini gerçekten aptal gibi hissediyordu! Küçük bir kızdı o zamanlar ve küçük bir muggle arkadaşı vardı. En iyi arkadaşıydı o! Ona herşeyi anlatmıştı! Cadıları, büyücüleri, iksirleri, büyüleri! Bütün Büyü Dünyası'nı anlatmıştı! Sonra onu zindanlara getirmişti! Malikaneyi keşfe çıkmışlardı beraber. Samara acıyla gülümsedi. Oldukça eğlenceli bir gündü. Zindanlara indiklerinde, maskeli adamlar birine işkence ediyorlardı. Her yer kan olmuştu ve çığlıklar hala Samara'nın kulağındaydı! Sonra küçük kız da çığlık atmıştı ve maskeli adamlardan biri onları görmüştü. İki kelime sonra bir arkadaşı yoktu. Avada Kedavra!
Samara hüzünle içini çekti. Arkadaşını öldüren adamın babası olması Samara'yı ailesinden uzaklaştırmıştı. Kendisi safkanlığın üstünlüğüne inanmıyordu!
"Her neyse!"
Şimdi yeni görüntüler geliyordu gözünün önüne. Hogwarts! Kendini mutlu hissettiği ender bir yerdi burası! Bütün dostları buradaydı! Bir daha arkadaşı olmaz sanmıştı ama vardı işte bir sürü arkadaşı vardı! Yine de bu kalabalığın içinde kendini yalnız hissediyordu! Pearl'i özlemişti! Emma'yı da tabii... 'Ron nerelerde acaba?' dedi içinden. Aklına Melodia ve Lisa geldi bir an! Lisa en sevdiği kuzenlerindendi. Ama Jane'nin intihar ettiği gün... Onu da görmemişti uzun süredir. Fakat aklını asıl kurcalayan Jane'ydi. Onun ölmek isteyişi Samara'ya pek manasız gelmiyordu! Hatta çok mantıklıydı. Samara'da az düşünmemişti. Ama yaşamak... Onun için farklıydı! Nefes alabilmek, sırf birilerine inat! Hem ne Jane'i bırakıp gitmek istemiyordu! Eğer giderse sanki o da ölecekmiş gibi geliyordu. Tabii bir de Tom vardı. İlk defa birisi Samara'ya 'Seni seviyorum!' demişti. Bu ona o kadar yabancıydı ki!
Ama artık yorulmuştu! Ölmek istiyordu! Bu hayattan kurtulmak! Çekip gitmek! Sonsuza dek huzur içinde kalmak! Aşağıya baktı Samara! Beşinci katta olmalıydı şu an. Yükseklikten ötürü başı döndü , altında ki buz tutmuş çim alan sanki kendisini çağırıyordu.
"Ölsem hanginizin umrunda olur acaba? Hiç birinizin! Belki biriniz ve ya ikinizin! Ama ya geri kalanınız! Beni özler misiniz?"
Bir damla yaş Samara'nın gözünden akarken, rüzgar bir kez daha saçlarını savurdu. Sanki ölüm kendisini çağırıyordu.
"Ben ne yapıyorum? Ölmemem lazım! Ben... Ben sadece bir çocuğum!"
Samara sakince pervazdan indi ve camı usulaca kapattı. Muazzam görüntüye bakmaktan vazgeçerek koridorda sallana sallana yürümeye başladı. Bir yandan da şarkı mırıldanıyordu:
"Sonsuzluk önümdeydi hep, ama gidemedim senden uzağa..."
Günde kaç saat online oluyorsun: Belli olmuyor... Fakat mutlaka online oluyorum | |
|
David Kevin Johnson Hogwarts Müdürü&KSKS Profesörü&Ravenclaw Bina Sorumlusu&ZAY Başkanı
Mesaj Sayısı : 550 Yaş : 31 Savaş Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı Aile : Johnson Ailesi Rp Sevgilisi : Amy Granger Kayıt tarihi : 21/01/08
Character sheet Büyü Gücü: (100/100) Özel Yetenek: Zihinfendar & Zihinbendar
| Konu: Geri: Karanlık Lord/Lady Alımları C.tesi Şub. 23, 2008 7:01 pm | |
| Yumiko alındı.. çünkü Dakato profesör. | |
|
Eragon James Black Karanlık Lord
Mesaj Sayısı : 4 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 04/04/08
Character sheet Büyü Gücü: (100/100) Özel Yetenek: Çatal Dil
| Konu: Geri: Karanlık Lord/Lady Alımları Cuma Nis. 04, 2008 10:07 am | |
| Ad:Eragon James Soyad:Black Yaş:21 Mezun olduğu okul ve bina:Hogwarts / Slytherin Günde kaç saat online oluyorsun: Hergün ama daha çok hafta sonu Örnek RP(En az 5 satır): Şimdi evde değilim eve gelince koyarım...Rp lerimi bilen biliyor zaten... | |
|
David Kevin Johnson Hogwarts Müdürü&KSKS Profesörü&Ravenclaw Bina Sorumlusu&ZAY Başkanı
Mesaj Sayısı : 550 Yaş : 31 Savaş Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı Aile : Johnson Ailesi Rp Sevgilisi : Amy Granger Kayıt tarihi : 21/01/08
Character sheet Büyü Gücü: (100/100) Özel Yetenek: Zihinfendar & Zihinbendar
| Konu: Geri: Karanlık Lord/Lady Alımları Paz Nis. 06, 2008 7:46 am | |
| Alındın... Lady ve Lord alındığı için başlık -kilit- | |
|